Ekonomik Kriz Savaşı Dayatıyor
2008’e damgasını vuran krizin yeni yılda da etkisini artıracağı kaygısını taşıyan dünya yeni yıla Ortadoğu’da savaşla girdi. Ekonomik krizden kurtulmak için savaş dönemi mi başlıyor?
2008 hiç kuşkusuz pek çoğumuz için ekonomide kriz yılı olarak akıllarda kalacak bir yıl oldu. ABD’de başlayan ve başta Avrupa ülkeleri olmak üzere bütün dünyaya sıçrayan kriz Lehman Brothers başta olmak üzere dev bankaların iflasına, yüz binlerce insanın işsiz kalmasına yol açtı.
İngiltere’de yüzlerce zincir mağaza kepenk indirirken, tüketimin yoğunlaştığı Christmas ve yılbaşından sonra başka işletmelerinde kapanması olasılığı, beklenen bir gelişme haline geldi. Krizin reel sektörlere yansıması, 2009 yılında kriz havasının süreceğinin göstergesi oldu.
Dünya 2009’u ekonomik krizin daha da derinleşeceği kaygısıyla karşılarken yılın son günlerinde İsrail’in Gazze’ye saldırısı ile sarsıldı. Yüzlerce Filistinlinin öldüğü, binlercesini yaralandığı hava ve kara operasyonları yürüten İsrail’in beklenmedik savaşı bir çok çevrede şaşkınlık ve öfke uyandırdı.
Ekonomik krizden çıkışın yolu düzeltici savaşlar mı?..
İşte bu noktada gözler ekonomik kriz ile savaşlar arasında bağlantı kuran çevrelere çevrildi. Bu isimlerden birisi Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Erinç Yeldan. Ekim ayında Milliyet gazetesine konuşan Yeldan, ABD ve İngiltere başta olmak üzere, gelişmiş ülkelerin milyarlarca dolarlık ekonomik paketlerle ekonomilerini ayakta tutmaya çalışmalarının sosyalist-kapitalist bir karma ekonominin gündeme geldiği şeklindeki yorumlara karşı çıkmıştı. Prof. Dr. Erinç Yeldan, krizi aşmak için yapılan müdahaleleri kapitalizmin ta kendisi olarak nitelendirirken, ‘devletler kapitalizmi kurtarmak için ve doğrudan doğruya sermayenin lehine her türlü müdahaleyi her zaman yapar.’ diyor.
Genç iktisatçı Yeldan geniş yankı uyandıran söyleşisinde, devletlerin ekonomiye müdahalelerinin toplum hayatına da yansıyacağını belirtirken, daha baskıcı bürokrasi ve faşizan devlet anlayışlarının çıkabileceğini ileri sürüyor. 40 yaşında dünyanın en iyi 500 iktisatçısından birisi olarak gösterilen Prof. Dr. Erinç Yeldan’ın görüşleri şöyle : ‘1929 buhranından sonra faşizmin yükselmesi gibi etnik farklılıklara dayalı ayrımcılığın ortaya çıktığı, din ve inanç ayrımcılığının giderek körüklendiği bir döneme girilebilir. Bu dünya genelinde de böyle olabilir, Türkiye özelinde de böyle olabilir. Hatta dünya bir “düzeltici savaş”a çok uzak durmayabilir. Düzeltici savaş (correction war) emperyalizm kuramını en iyi tahlil eden sosyal bilimci Rosa Luxemburg ve öğrencilerinin literatüre kattığı bir teknik terim; ABD’deki iktisatçılarda Irak müdahalesini “düzeltici savaş”ın ön adımı olarak düşünenler var. Bunlar arasında İran’a müdahale olacağını söyleyenler de var. Son zamanlarda Ortadoğu’da sınırların yeniden çizileceği sık konuşuluyor. Bu çok açık ve Türkiye’nin bu coğrafyada adı geçiyor. Irak’a müdahalenin bunu başaramadığı, İran’ın savaşa çekileceği konusundaki endişeler çok tartışılıyor.
Sınırlar yeniden çizilmek zorunda
Son kriz kapitalist sistemin aslında anarşik, istikrarsız, sürekli krizlere gebe bir sistem olduğunu gösterdi ve sistemi tartışmaya açtı. Bu anarşik yapıdaki olgunlaşmayla büyük sermayedarlar arasındaki çelişki artık o noktaya geliyor ki kapitalistler birikimlerini sürdürebilmek için birbirlerinin sınırlarını yeniden çizmek durumunda kalıyorlar. Birinci Dünya Savaşı bunun tezahürü. Ortadoğu Balkanlar’da yeni sınırlar bu yüzden çizildi. Petrolün spekülatif mal olarak pazarlanır hale geldiği, gıda fiyatlarının spekülatif mal olarak alıp başını gittiği, Çin’in ve Hindistan’ın da kapitalist mantığa dahil edildiği, bu yolla sağlanan finansal rant ve sermaye karlılığının doyum noktasına ulaştığı 20. yüzyılın son çeyreğindeki bu dünyada sistem sürdürülemez noktaya geldi. Aşmak için küresel çapta talep yaratıcı müdahalelerde bulunmak gerekiyor. Ama bunu büyük sermaye hazmedemez, çünkü o “dünya ticaretini sadece ben yönlendireyim” diyor. Kârlılığı kısıtlanırsa buradan tek çıkış kalıyor; “düzeltici savaş.” Yoksa çok fazla sermayedar çok fazla üretim yapıyor, bu borçlulukla yeni talep yaratılamıyor. O zaman bu iktisadi artığın savaşla veya bir başka yolla yakılması gerekiyor…’
Türkiye dikkatli olmalı
Prof.Dr. Erinç Yeldan, Kasım ayı sonunda bir başka gazeteye verdiği röportajda ekonomik krizin süreceği beklentisini ifade ederken, ‘düzeltici savaş’ tezine ilişkin uyarılarını daha yüksek bir tondan dillendirmeye başlıyor.
‘2009’u da kapsayan bir durgunluk yaşayacağız. Böyle bir konjonktürde iki şey olacak. Ya dünyanın üretim merkezleri, finans merkezlerini de içine alacak şekilde Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’i içine alan BRIC ülkelerinde olacak. Ya da bir düzeltici savaş olacak. Aşırı üretim artığını yok edecek bir bölgesel savaş. İran, Afganistan’da coğrafi sınırlar yeniden çizilecek. Bu hayali bir fütürizm değil, kapitalizmin büyük riskleri aşmak için kullandığı yöntemlerden bir tanesi. Bölgemizde bir savaş tehdidi var. Türkiye de bunun içine çekilmek istenecek. Uyanık olmalıyız. Obama da terörle savaş yönünde ifadeler kullanıyor. Pengaton’un şahinlerine yeşil ışık yakıyor. Tatlı çocuksu yüzün arkasında bu var…’
Yeldan’ın bu sözlerinin yayınlanmasından bir ay sonra İsrail’in Gazze’ye saldırısı gerçekleşti…
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa