İngiltere Ve Türk İş Adamları
El konulan bankalarla mevduatları riske giren, holdinglerde milyarlarca euro kaybeden, ekonomik istikrarsızlık nedeni ile birikimlerini güvencede hissetmeyen gurbetçi Türk vatandaşları memleketlerine eskisinden çok daha az para gönderiyor.
1964 yılında 9 milyon dolar olan işçi gelirleri 1998 yılında 5 milyar 356 milyon dolarla en yüksek oranına ulaşmış. Para transferleri son bir kaç yılda ise düşüş gösteriyor; 2002’de yaklaşık 2 milyar dolar olan para transferlerinin toplamı, bir sonraki yıl 700 milyon dolar seviyesine gerilemiş.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde geçen yılın Mayıs ayından itibaren hararetli çalışmalar yürüten bir komisyon faaliyet sürdürüyordu. Toplam 12 milletvekilinin görev yaptığı komisyonun bir hayli de uzun bir adı vardı. ‘ Bazı Girişimcilerce Holding Adı Altında Gerçekleştirilen İzinsiz Halka Arz Yoluyla Tasarruf Sahiplerinin Mağduriyetine Yol Açılmasının Neden ve Sonuçlarıyla Bu Süreçte SPK’nın Sorumluluğunun Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu.’ Özellikle 90’lı yılların ikinci yarısından itibaren yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarından yüksek kar vaadi ile para topladıkları iddia edilen çoğunluğu Konya merkezli onlarca firmanın birbiri ardına batması beraberinde onbinlerce mağdur yarattı. Gurbetçileri ve Türkiye’deki yakınlarını yakından ilgilendiren bu durumla ilgili iddiaları araştırmak için kurulan Meclis komisyonu, tabela holdinglerle ilgili raporunun Türkiye ayağını bir süre önce tamamladı. Türkiye’nin birçok yerinde holding yöneticileri ile 20 ayrı oturum yapan, 27 Kasım’da Avrupa’ya giderek mağdur gurbetçileri dinleyen milletvekillerinin hazırladıkları toplam 300 sayfalık rapor basına da yansıdı. 42’si tabela holdingi toplam 62 holdingi araştıran Komisyon, 150-200 bin kişiden 5 milyar euro toplandığını tahmin ediyor.
Bu rakam Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün’e göre ise 15 milyar sterlin dolayında. Meclis araştırmasına konu olan ve binlerce gurbetçiyi memleketlerine küstüren ‘holdingler’ 1990’ların başında Avrupa’da yaşayan Türklerin birikimlerini, faizsiz yollarla Türkiye’de değerlendirme ve kar ortaklığı vaadiyle yola çıktı. Özellikle 90’lı yılların ikinci yarısından itibaren giderek çoğalan ve sayıları 100’e ulaşan söz konusu kuruluşlar, yurt dışında yaşayan gurbetçilerin ülkelerine aktardıkları birikimlerin ne denli önemli boyutlara yükseldiğini de çarpıcı bir biçimde ortaya koydu.
1960’lı yıllardan bu yana ekonomik nedenlerle, yoğunluklu olarak Avrupa ülkelerine göç eden milyonlarca Türk vatandaşı, 45 yılda gittikleri ülkelerde kendi işlerini kurup yadsınamayacak bir ekonomik potansiyele sahip oldular. Bugün yaşadıkları ülkelerin ekonomilerinde oldukça etkin hale gelen gurbetçilerimiz göç ettikleri günden bu güne kadar yakınlarına para havale ediyor ya da birikimlerini Türkiye’de değerlendirme yoluna gidiyor. 1964 yılında Türkiye’ye toplam 9 milyon dolar aktaran gurbetçilerin havaleleri bir kaç yıl sonra yüzlerce milyon dolarla ifade edilmeye başlandı, o günden bu güne Türkiye ekonomisinin en önemli kaynaklarından birisi haline geldi.
Gurbetçilerin yakınlarına gönderdikleri maddi destekler, hemşerileri ve geldikleri yerler için en önemli gelir kaynakları arasında. Örneğin dergimizin 5.sayısında görüşlerine başvurduğumuz Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil, şehrin en önemli gelir kaynakları arasında ‘Zaman içinde azalmış olsa da yurt dışındaki akrabaların gönderdiği geçinme desteği niteliğindeki dövizler’i işaret ediyordu.
Bu tür yardımlar yurtdışına yoğun göç veren Kayseri ve ilçeleri ile, Maraş ve ilçeleri Pazarcık, Elbistan, Göksun, Sivas, Aksaray, Afyon’a bağlı Emirdağ ilçesi ile Gümüşhane gibi bölgelerin ekonomilerini besleyen en önemli kaynağı oluşturuyor.
Gurbetçilerden 30 yılda 78 milyar dolar Yurtdışına 1960’lı yılların başlarında çalışma amaçlı olarak göç eden Türk vatandaşları ilk dönemlerde ailelerini yanlarında götürmemeleri sebebiyle kazançlarının önemli bir kısmını aile bakım parası olarak yakınlarına göndermiş. Bir süre sonra birikimlerini de Türkiye’de değerlendirme yoluna giden gurbetçiler, Türk ekonomisinin en önemli ayaklarından birisi haline geliyor.. İşçi dövizleri ülkemiz ödemeler dengesinin “Karşılıksız Transfer Gelirleri” başlıklı bölümü altında “İşçi Gelirleri” adıyla gösteriliyor. Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının biriktirdikleri dövizleri Türkiye’ye göndermeleri 1962-1967 yıllarını kapsayan Birinci
Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın da konusu haline gelmiş. İşçi dövizleri ödemeler dengesini sürekli bir biçimde destekleyerek ticaret açığının kapanmasında önemli bir rol oynamış, enerji açığını kapatabilmek için petrol üreten ülkelerle kurulan ticari ilişkilerde kullanılmış, ayrıca tüketim mallarının ithalatını finanse etmiş.
1970’li yıllardan itibaren yoğunluğu artan işçi dövizlerinin Türkiye’ye geliş sebepleri zaman içinde değişikliklere uğramış olsa da bu gelirler gelişmekte olan ülke ekonomisine önemli katkı sağlıyor. 60’lı yıllardan bu yana işçi dövizlerinin Türkiye’ye geliş sebepleri arasında belli başlı olanları aile geçindirme, işçi şirketleri, köy kalkınma kooperatifleri, bedelli askerlik, bedelsiz ithalat, gayrimenkul alımı, turizm ve yatırım olarak sayılabilir.
Türkiye 60’lı yıllardan bu yana gerek göçmen sayısı, gerekse işçi dövizi transferleri açısından dünya sıralamasında üst sıralarda yer alıyor. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 1964 yılında 9 milyon dolar olan işçi gelirleri 1998 yılında 5 milyar 356 milyon dolarla en yüksek oranına ulaşmış. Bunda hiç kuşkusuz, sonradan batan kar ortaklı holdinglerin payı oldukça önemli. 1966 yılında 100 milyon dolar olan işçi transferleri ilk defa 1976 yılında 1 milyar doların üzerine çıkmış.
TCMB verileri 1964-2005 yılları arasında işçe gelirlerinin toplamının 78 milyar doları aştığını ortaya koyuyor. Bu rakama Merkez Bankası ve diğer bankalardaki mevduat hesapları dahil değil. Türkiyen’nin döviz rezervlerinin önemli bir bölümünü oluşturan işçi gelirleri 1989-2000 yılları arasında oldukça yüksek iken, yaşanan ekonomik krizler ve kar ortaklı holdinglerin ardarda batmasından sonra düşüşe geçiyor. El konulan bankalarla mevduatları riske giren, holdinglerde milyarlarca euro kaybeden, ekonomik istikrarsızlık nedeni ile birikimlerini güvencede hissetmeyen gurbetçi Türk vatandaşları memleketlerine eskisinden çok daha az para gönderiyor.
Para havale araçları çeşitleniyor
Dünyada para havale hizmeti sunan ticari bankalar günümüzde müşterilerine geçmişe oranla çok daha fazla kanalla para transferi olanağı sunuyor. Ticari bankalar, elektronik transferler, telegrafik transferler, para havale emirleri, ATM kartları, kredi kartları, internet, telefon gibi kanallar aracılığıyla işçi dövizlerinin bir ülkeden diğerine transfer edilebilmesi için hizmet veriyor ve işçi dövizi havale pazarında en çok kullanılan aracıları oluşturuyor. Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları için de bankalar, para transferlerinde kullanılan en yaygın araç. Türkiye Bankacılar Birliği’nin verilerine göre Türkiye merkezli 47 bankanın yurtdışında açtıkları toplam 47 şube, daha çok gurbetçilerin tasarruflarının değerlendirilmesi ve havalelerinin gerçekleştirilmesi yoğunluklu hizmet veriyor.
Ayrıca son birkaç yıldır Türkiye’de faaliyetlerini arttıran uluslararası para transfer merkezleri Western Union ve Money-Gram gibi şirketler genellikle Türkiye’deki ticari banka şubelerinde faaliyet gösteriyor. Örneğin Money-Gram para transferlerini Koç Bank ile gerçekleştirirken Western Union daha da kapsamlı olarak Denizbank,Dışbank, Finansbank, MNG Bank, Oyak Bank ve Ziraat Bankası şubelerinde faaliyet gösteriyor. PTT ile de anlaşma imzalayan ve Türkiye genelinde 3000′in üzerinde acente noktasıyla hizmet veren şirket, 150 yılı aşkın bir geçmişe sahip. Dünyada, 195 ülkede 225 bin noktada faaliyet gösteriyor. İngiltere’de 2 bin 700 noktada hizmet veren Western Union, 0800 833 833 nolu telefon üzerinden, kredi kartı ile para gönderimine de olanak sağlıyor.
Western Union gibi para transfer şirketlerinde para gönderme ve alma işlemleri Euro ya da Dolar olarak yapılabiliyor
Para havale şirketleri ile yapılan transferler genellikle havale yapacak kişinin bulunduğu ülkedeki para transfer merkezine gitmesiyle başlıyor. Doldurulan havale formu ile birlikte transfer ücreti ödeniyor. Tahsilat makbuzu ile birlikte güvenlik amaçlı şifre verilen kişi bu şifreyi Türkiye’deki alacaklıya aktarıyor. Kişi de şirketin faaliyet yürüttüğü banka şubesine giderek kimliği ile birlikte şifreyi de ibraz ederek kısa sürede parasını tahsil ediyor.
Bu tür uluslar arası para transferi hizmeti veren kuruluşlar son dönemlerde ticari bankalar için etkili bir rakip haline geldi. Londra gibi etnik azınlıkların yoğun olduğu kentlerde Türkçe tanıtım ve reklam kampanyalarıyla müşteri çekmeye çalına söz konusu firmalar, bankaların da fiyatlarını yeniden belirleme yoluna gitmesine yol açıyor.
1964 yılında 9 milyon dolar olan işçi gelirleri 1998 yılında 5 milyar 356 milyon dolarla en yüksek oranına ulaşmış. Para transferleri son bir kaç yılda ise düşüş gösteriyor; 2002’de yaklaşık 2 milyar dolar olan para transferlerinin toplamı, bir sonraki yıl 700 milyon dolar seviyesine gerilemiş.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde geçen yılın Mayıs ayından itibaren hararetli çalışmalar yürüten bir komisyon faaliyet sürdürüyordu. Toplam 12 milletvekilinin görev yaptığı komisyonun bir hayli de uzun bir adı vardı. ‘ Bazı Girişimcilerce Holding Adı Altında Gerçekleştirilen İzinsiz Halka Arz Yoluyla Tasarruf Sahiplerinin Mağduriyetine Yol Açılmasının Neden ve Sonuçlarıyla Bu Süreçte SPK’nın Sorumluluğunun Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu.’ Özellikle 90’lı yılların ikinci yarısından itibaren yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarından yüksek kar vaadi ile para topladıkları iddia edilen çoğunluğu Konya merkezli onlarca firmanın birbiri ardına batması beraberinde onbinlerce mağdur yarattı. Gurbetçileri ve Türkiye’deki yakınlarını yakından ilgilendiren bu durumla ilgili iddiaları araştırmak için kurulan Meclis komisyonu, tabela holdinglerle ilgili raporunun Türkiye ayağını bir süre önce tamamladı. Türkiye’nin birçok yerinde holding yöneticileri ile 20 ayrı oturum yapan, 27 Kasım’da Avrupa’ya giderek mağdur gurbetçileri dinleyen milletvekillerinin hazırladıkları toplam 300 sayfalık rapor basına da yansıdı. 42’si tabela holdingi toplam 62 holdingi araştıran Komisyon, 150-200 bin kişiden 5 milyar euro toplandığını tahmin ediyor.
Bu rakam Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün’e göre ise 15 milyar sterlin dolayında. Meclis araştırmasına konu olan ve binlerce gurbetçiyi memleketlerine küstüren ‘holdingler’ 1990’ların başında Avrupa’da yaşayan Türklerin birikimlerini, faizsiz yollarla Türkiye’de değerlendirme ve kar ortaklığı vaadiyle yola çıktı. Özellikle 90’lı yılların ikinci yarısından itibaren giderek çoğalan ve sayıları 100’e ulaşan söz konusu kuruluşlar, yurt dışında yaşayan gurbetçilerin ülkelerine aktardıkları birikimlerin ne denli önemli boyutlara yükseldiğini de çarpıcı bir biçimde ortaya koydu.
1960’lı yıllardan bu yana ekonomik nedenlerle, yoğunluklu olarak Avrupa ülkelerine göç eden milyonlarca Türk vatandaşı, 45 yılda gittikleri ülkelerde kendi işlerini kurup yadsınamayacak bir ekonomik potansiyele sahip oldular. Bugün yaşadıkları ülkelerin ekonomilerinde oldukça etkin hale gelen gurbetçilerimiz göç ettikleri günden bu güne kadar yakınlarına para havale ediyor ya da birikimlerini Türkiye’de değerlendirme yoluna gidiyor. 1964 yılında Türkiye’ye toplam 9 milyon dolar aktaran gurbetçilerin havaleleri bir kaç yıl sonra yüzlerce milyon dolarla ifade edilmeye başlandı, o günden bu güne Türkiye ekonomisinin en önemli kaynaklarından birisi haline geldi.
Gurbetçilerin yakınlarına gönderdikleri maddi destekler, hemşerileri ve geldikleri yerler için en önemli gelir kaynakları arasında. Örneğin dergimizin 5.sayısında görüşlerine başvurduğumuz Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil, şehrin en önemli gelir kaynakları arasında ‘Zaman içinde azalmış olsa da yurt dışındaki akrabaların gönderdiği geçinme desteği niteliğindeki dövizler’i işaret ediyordu.
Bu tür yardımlar yurtdışına yoğun göç veren Kayseri ve ilçeleri ile, Maraş ve ilçeleri Pazarcık, Elbistan, Göksun, Sivas, Aksaray, Afyon’a bağlı Emirdağ ilçesi ile Gümüşhane gibi bölgelerin ekonomilerini besleyen en önemli kaynağı oluşturuyor.
Gurbetçilerden 30 yılda 78 milyar dolar Yurtdışına 1960’lı yılların başlarında çalışma amaçlı olarak göç eden Türk vatandaşları ilk dönemlerde ailelerini yanlarında götürmemeleri sebebiyle kazançlarının önemli bir kısmını aile bakım parası olarak yakınlarına göndermiş. Bir süre sonra birikimlerini de Türkiye’de değerlendirme yoluna giden gurbetçiler, Türk ekonomisinin en önemli ayaklarından birisi haline geliyor.. İşçi dövizleri ülkemiz ödemeler dengesinin “Karşılıksız Transfer Gelirleri” başlıklı bölümü altında “İşçi Gelirleri” adıyla gösteriliyor. Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının biriktirdikleri dövizleri Türkiye’ye göndermeleri 1962-1967 yıllarını kapsayan Birinci
Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın da konusu haline gelmiş. İşçi dövizleri ödemeler dengesini sürekli bir biçimde destekleyerek ticaret açığının kapanmasında önemli bir rol oynamış, enerji açığını kapatabilmek için petrol üreten ülkelerle kurulan ticari ilişkilerde kullanılmış, ayrıca tüketim mallarının ithalatını finanse etmiş.
1970’li yıllardan itibaren yoğunluğu artan işçi dövizlerinin Türkiye’ye geliş sebepleri zaman içinde değişikliklere uğramış olsa da bu gelirler gelişmekte olan ülke ekonomisine önemli katkı sağlıyor. 60’lı yıllardan bu yana işçi dövizlerinin Türkiye’ye geliş sebepleri arasında belli başlı olanları aile geçindirme, işçi şirketleri, köy kalkınma kooperatifleri, bedelli askerlik, bedelsiz ithalat, gayrimenkul alımı, turizm ve yatırım olarak sayılabilir.
Türkiye 60’lı yıllardan bu yana gerek göçmen sayısı, gerekse işçi dövizi transferleri açısından dünya sıralamasında üst sıralarda yer alıyor. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 1964 yılında 9 milyon dolar olan işçi gelirleri 1998 yılında 5 milyar 356 milyon dolarla en yüksek oranına ulaşmış. Bunda hiç kuşkusuz, sonradan batan kar ortaklı holdinglerin payı oldukça önemli. 1966 yılında 100 milyon dolar olan işçi transferleri ilk defa 1976 yılında 1 milyar doların üzerine çıkmış.
TCMB verileri 1964-2005 yılları arasında işçe gelirlerinin toplamının 78 milyar doları aştığını ortaya koyuyor. Bu rakama Merkez Bankası ve diğer bankalardaki mevduat hesapları dahil değil. Türkiyen’nin döviz rezervlerinin önemli bir bölümünü oluşturan işçi gelirleri 1989-2000 yılları arasında oldukça yüksek iken, yaşanan ekonomik krizler ve kar ortaklı holdinglerin ardarda batmasından sonra düşüşe geçiyor. El konulan bankalarla mevduatları riske giren, holdinglerde milyarlarca euro kaybeden, ekonomik istikrarsızlık nedeni ile birikimlerini güvencede hissetmeyen gurbetçi Türk vatandaşları memleketlerine eskisinden çok daha az para gönderiyor.
Para havale araçları çeşitleniyor
Dünyada para havale hizmeti sunan ticari bankalar günümüzde müşterilerine geçmişe oranla çok daha fazla kanalla para transferi olanağı sunuyor. Ticari bankalar, elektronik transferler, telegrafik transferler, para havale emirleri, ATM kartları, kredi kartları, internet, telefon gibi kanallar aracılığıyla işçi dövizlerinin bir ülkeden diğerine transfer edilebilmesi için hizmet veriyor ve işçi dövizi havale pazarında en çok kullanılan aracıları oluşturuyor. Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları için de bankalar, para transferlerinde kullanılan en yaygın araç. Türkiye Bankacılar Birliği’nin verilerine göre Türkiye merkezli 47 bankanın yurtdışında açtıkları toplam 47 şube, daha çok gurbetçilerin tasarruflarının değerlendirilmesi ve havalelerinin gerçekleştirilmesi yoğunluklu hizmet veriyor.
Ayrıca son birkaç yıldır Türkiye’de faaliyetlerini arttıran uluslararası para transfer merkezleri Western Union ve Money-Gram gibi şirketler genellikle Türkiye’deki ticari banka şubelerinde faaliyet gösteriyor. Örneğin Money-Gram para transferlerini Koç Bank ile gerçekleştirirken Western Union daha da kapsamlı olarak Denizbank,Dışbank, Finansbank, MNG Bank, Oyak Bank ve Ziraat Bankası şubelerinde faaliyet gösteriyor. PTT ile de anlaşma imzalayan ve Türkiye genelinde 3000′in üzerinde acente noktasıyla hizmet veren şirket, 150 yılı aşkın bir geçmişe sahip. Dünyada, 195 ülkede 225 bin noktada faaliyet gösteriyor. İngiltere’de 2 bin 700 noktada hizmet veren Western Union, 0800 833 833 nolu telefon üzerinden, kredi kartı ile para gönderimine de olanak sağlıyor.
Western Union gibi para transfer şirketlerinde para gönderme ve alma işlemleri Euro ya da Dolar olarak yapılabiliyor
Para havale şirketleri ile yapılan transferler genellikle havale yapacak kişinin bulunduğu ülkedeki para transfer merkezine gitmesiyle başlıyor. Doldurulan havale formu ile birlikte transfer ücreti ödeniyor. Tahsilat makbuzu ile birlikte güvenlik amaçlı şifre verilen kişi bu şifreyi Türkiye’deki alacaklıya aktarıyor. Kişi de şirketin faaliyet yürüttüğü banka şubesine giderek kimliği ile birlikte şifreyi de ibraz ederek kısa sürede parasını tahsil ediyor.
Bu tür uluslar arası para transferi hizmeti veren kuruluşlar son dönemlerde ticari bankalar için etkili bir rakip haline geldi. Londra gibi etnik azınlıkların yoğun olduğu kentlerde Türkçe tanıtım ve reklam kampanyalarıyla müşteri çekmeye çalına söz konusu firmalar, bankaların da fiyatlarını yeniden belirleme yoluna gitmesine yol açıyor.
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa