Genel Kültür Bilim Kültür & Sanat

22 Mart 2009 Pazar

Bakkal Kültürü

Kurucusu olduğu Gama Ltd ile süpermarket zincirlerine ulaşarak Türkiye’ye özgü pek çok gıda ürününü İngiliz ve diğer etnik azınlıklarla tanıştıran işadamı Ali Sancak ise, gıda toptancılığına 1991 yılında başlamış. İlk ticarete başladığı dönemde, bir avuç Türk marketinin bulunduğunu hatırlatan Sancak, ‘Türk marketlerinin sayısının artış göstereceğini bekliyorduk.’ diyor. Bir kaç Türk marketin yanısıra, çoğunluğu Hint, Pakistan, Rum ...

Son 10 yılda açtıkları küçük marketlerle Londra’nın her bölgesine dağılan Türkiyeli göçmenler süper marketlere direniyor. Yukardaki satırlarla hikayesi anlatılan kişi merhum Vehbi Koç. Türkiye’nin en büyük işletmelerinden oluşan Koç Holding’in kurucusu işadamı, 1996 yılında hayatını kaybetti.

Peki, 95 yaşında, tartışmasız Türkiye’nin en zengin adamıyken ölen Vehbi Koç, hemen her mahalledeki bakkal amcalar, ticarete bakkal dükkanı açarak başlayan genç girişimcilerden, emekliliğinde ‘üstte ev altta bakkal’ hayali kuran orta yaşlı çalışanlara kadar, milyonlarca insan üzerinde ne derece etkili olmuştur?..

Herkesin gönlünde ‘Vehbi Koç’ kadar zengin olma özlemi mi yatıyordu ya da Çetin Altan’ın sıklıkla vurguladığı türden, ‘mesleksizlik’ pek çok insanı bakkal olmaya mı itti?..Zira, 1995 yılında sayıları 600 bine ulaşan -ki bu neredeyse her 100 kişiye bir bakkal düştüğü anlamına geliyor- bu işletmeler, Türkiye’nin uzun yıllar sosyo-ekonomik yaşamında, vazgeçilmez bir öneme sahip oldu.

Bakkallık o denli incelenmeye değer ve ‘toplumsal’ bir ‘olgu’ haline geldi ki, 83 yıllık genç cumhuriyetin hemen her ferdinin, en çok tanıdığı ve bildiği iş kolu oldu.

Öyle ki, Türkiye’den binlerce kilometre uzakta İngiltere’de, binlerce Türkiyeli göçmen, o güne kadar gece-gündüz çalıştıkları tekstil atölyeleri birbiri ardına kapanıp işsiz kalınca, en çok bildikleri ve belki de en çok yapmak istedikleri iş koluna yöneldiler..

Türkiye’den Londra’ya göç ettiler, şimdi market işletiyorlar

Bugün İngiltere’nin başkenti Londra’da yaşayan Türkiyelilerin en çok çalıştıkları alan gıda sektörü. Binlerce Türk vatandaşı, başta restoranlar olmak üzere bu alanda faaliyet gösteren işletmelerde çalışıyor. Döner ve kebap gibi tatları İngiliz ve diğer etnik azınlıklara da sevdiren bu işletmelerin ardından ikinci sırayı marketler alıyor. Londra’da sayılarının 600 ila 1000 arasında olduğu tahmin edilen bu irili ufaklı işyerlerinin pek çoğu, alkol ve tütün mamülleri satma lisansına sahip olan işletmeleri anlatan off-license tabiri ile anılıyor. Bu dükkanlarda, alkol-tütünün yanısıra sebze-meyveden unlu mamullere yüzlerce kalem mal satan Türkiyeli girişimciler, yaklaşık 10 yıl boyunca ağırlıklarını sürdürdükleri bu alanda, kendilerini zorlayan bir tehlike ile karşı karşıyalar: Perakende sektöründe belirleyici bir etkiye sahip olan Tesco, Asda gibi süpermarket zincirleri…

Türk girişimcilerin İngilizlerin daha çok ‘convenience store’ dedikleri küçük marketler halinde hizmet veren söz konusu işletmelere ilgisi 90’lı yılların sonlarından itibaren başlıyor. O dönem binlerce Türkiye ve Kıbrıslı göçmene iş alanı sağlayan konfeksiyon atölyeleri, Blair hükümetinin ülke ekonomisini üretimden hizmet sektörüne kaydırma politikalarının sonucu olarak, kapanmaya ya da başka ülkelere taşınmaya başlıyor. Emek yoğun tekstil sektöründe, uzun saatler çalıştıktan sonra işsiz kalan binlerce Türk vatandaşı, beklemedikleri bir anda kaybettikleri işlerinin yerine yenisini koyabilmek için, diğer Avrupa ülkelerindeki Türk göçmenleri izliyorlar. Önce, Almanya’da sayıları on binlerle ifade edilen döner-kebap restoranlarının benzerleri, İngiltere’de de açılmaya başlandı. Kısa sürede yüzlerce girişimci, ellerindeki birikimleri değerlendirmek için restoran açmaya başladı. Londra’da, özellikle Türkçe konuşan toplumun yoğun yaşadığı Haringey, Hackney gibi bölgelerde, Türkçe isimli çok sayıda restoran faaliyete geçerken, bu furyaya yetişemeyen Türkler ise, bir başka Alana, market işletmeciliğine yöneldi.

O güne kadar yoğunluğu, daha çok Hintli ve Pakistanlı işletmecilerde olan ve convenience store ya da off license’lar, tekstilden sonra iş arayışına giren Türk girişimciler tarafından satın alınmaya başlandı. İyi İngilizce ve fazla ticari ilişki gerektirmeyen sektörde, satın alınacak dükkan sayısı azalınca, bazı girişimciler, Londra’nın çeşitli bölgelerinde peşpeşe marketler açmaya başladı. Açtıkları marketleri işler duruma geçirip, kısa süre çalıştıran bu işletmeciler bir başka Türk girişimci bulup sattıkları dükkanların ardından yenilerini açmaya girişti.

Bu dönemde, yüzlerce Türkiyeli göçmen market işletmeciliğine soyundu. Bu durumda iş arayışı kadar, çoğunlukla Maraş, Kayseri ve Sivas gibi bölgelerden İngiltere’ye göç eden Türklerin hemşerilik ilişkileri de bir hayli etkili oldu. Herhangi bir yakını veya hemşerisinin, restoran ya da market işletmeciliği yaptığı ve bundan kazanç sağladığını gören çok sayıda insana da bu alana yöneldi.

Türkiye’den ithal gıdalarla yüzlerce market açıldı

30 yılı aşkın bir süredir Londra’da yaşayan ve Türklerin en yoğun yerleştiği Londra belediyelerinden birisi olan Enfield’te Belediye Başkan yardımcısı ve meclis üyesi olan Doğan Delman, Türk göçmenlerin gelişimini yakından gözlemleyen insanlardan birisi. Delman, uzun bir süredir de, TFC marketler zinciri ile bir çatı altında bulunan Eda Foods’un direktörlüğünü de yapıyor. İlki 1983’te kurulan ve bugün sayıları 10’a ulaşan TFC marketler zincirine,Turkish Food Center, Türkiye’den ürün sağlamak için kurulan Eda Food, diğer Türk marketleri ile etnik pazara da satış yapıyor.

90’lı yılların ikinci yarısına kadar Stoke Newington, Haringey-Green Lanes gibi bölgelerde bulunan Türk marketlerinin sayısının bir kaç taneyi geçmediğini vurgulayan Doğan Delman, bugün aynı bölgede onlarca Türk marketinin faaliyet gösterdiğine dikkat çekiyor. Londra’da bulunan ilk marketlerin daha çok Türkiye ve Kıbrıs’tan ithal edilen, Londra’da yaşayan Türklerin damak tadına uygun gıda ürünleri sattığını belirten Delman, bugün bu marketlerde, başta Doğu Avrupa ülkelerinden gelen göçmenler olmak üzere diğer etnik kültürlere özgü ürünlere de yer verildiğini kaydediyor.

Kurucusu olduğu Gama Ltd ile süpermarket zincirlerine ulaşarak Türkiye’ye özgü pek çok gıda ürününü İngiliz ve diğer etnik azınlıklarla tanıştıran işadamı Ali Sancak ise, gıda toptancılığına 1991 yılında başlamış. İlk ticarete başladığı dönemde, bir avuç Türk marketinin bulunduğunu hatırlatan Sancak, ‘Türk marketlerinin sayısının artış göstereceğini bekliyorduk.’ diyor. Bir kaç Türk marketin yanısıra, çoğunluğu Hint, Pakistan, Rum ve İranlı olan etnik işletmelere satış yapan gıda firmalarının bir süre sonra, sayıları giderek artan Türk marketlerine yoğunlaştığını kaydeden Sancak, Londra’da rekabetin artmasının, Türk girişimcileri diğer İngiliz kentlerine yönlendirdiğini aktarıyor.

İngilizlerin alkol tutkusu önemli kazançlar sağladı

İrili ufaklı Türk marketleri, sadece satın almalarla değil, yeni işletmelerin kurulmasıyla da çoğalmış. Özellikle tütün-alkol mamülleri satışından elde edilen karlar, çok sayıda insanın iştahını kabartmış. Söz konusu ürünlerin yüksek karlara neden olmasının ise iki nedeni olmuş: Geçen seneye kadar İngiltere’de alkol satışlarının akşam saat 11.00’e kadar yapılabiliyor olması, bu nedenlerin ilki. Daha sonra kaldırılan bu uygulama pek çok Türk marketi ile, Avrupa’nın en çok alkol tüketen ulusu olan İngilizler arasında ‘gizli alkol alışverişine’ ve önemli kazançlara yol açtı. Öte yandan İngiltere’de alkol ve sigaraya uygulanan yüksek vergiler, Türk marketlere azımsanamayacak gelirler sağlayan bir diğer durum oldu. Bu işletmeler, Fransa, Hollanda gibi ülkelerden getirdikleri içki ve sigaraları, daha ucuz fiyatlarla müşterilerine satmaya başladılar. Kaçak sigara ve alkoler getirilen sıkı denetimler ve alkol satış lisanslarının 24 saate kadar çıkarılması, Türk marketlerin çoğunu, söz konusu iki gelir kaleminden yoksun bıraktı.

Perakende gıda sektörü

İngiltere’de bütün işletmelerin yüzde 11’ini perakende satış yapan işyerleri oluşturuyor. Yaklaşık 3 milyon dolayında insana iş sağlayan 279 bin işletmenin dolayında işletmenin yıllık ekonomik potansiyeli, 2006 yılında 256 milyar sterlin olarak gerçekleşmiş. Ulusal Rekabet Kurulu’nun geçen yıl yaptırdığı, ‘Groceries market’ başlıklı bir araştırmaya göre, süpermarket zincirleri, küçük ölçekli marketler, petrol istasyonları ve post office gibi işletmelerde yapılan perakende harcamalar, 2005 yılında 120 milyar sterlin dolayında olmuş. En büyük perakende zincirleri olan Tesco, Asda, Sainsbury’s ve Morrisons pazarda hakim konumda bulunurken, söz konusu işletmeler bütün bu satışların yüzde 75’ini gerçekleştirmiş.
İşletmelerin 2001 ve 2006 yılları arasında Pazar payları

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa